Kültür Yolu Projesi ile şehrin tarihi dokusunu koruyan ErzurumBüyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “Bizimle birlikte kentimiz tabiri yerindeyse değişim ve dönüşümü adeta hücrelerinde yaşadı” dedi
Yerel yönetimde hayata geçirdiği projelerle Türkiye’de adeta rol model olan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, kentteki değişim ve dönüşümü Milliyet’e değerlendirdi.
– Aktif siyasi hayatınıza ne zaman başladınız? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1958 yılında Erzurum’un Pazaryolu ilçesi Kılıççı Köyü’nde doğdum. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdikten sonra Ankara’da bankacılık ihtisasında bulundum. Aktif siyasi hayatıma Milli Gençlik Vakfı Kartal İlçe Başkanı olarak başladım. Ardından 1989 yılında Refah PartisiKartal İlçe Başkanlığı görevine getirildim. 1992 yerel seçimlerinde Samandıra Belediye Başkanlığı’na seçildim. 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde Kartal Belediye Başkanı oldum. 1999 seçimlerini tekrar kazanarak Kartal’a 2. dönem Belediye Başkanı olarak hizmet ettim. 2002 yılında yapılan genel seçimlerde 22. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili oldum. TBMM’de sırasıyla Plan Bütçe Komisyonu, Çevre Komisyonu ve Bayındırlık Komisyonu’nda yer aldım. 2003-2005 yılları arası Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkanlığı Danışma Kurulu Üyeliği görevinde bulundum. 27 Temmuz 2007 seçimlerinde 23. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili olarak siyasi hayatıma Parlamento’da devam ettim. Bu süre zarfında sırasıyla Güneydoğu Anadolu Bölge Koordinatörlüğü, Erzurum’un da içinde olduğu Doğu AnadoluBölge Koordinatörlüğü görevlerini yürüttüm. AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkan Yardımcılığı, Karadeniz Bölge Koordinatörlüğü ve Ege Bölgesi Koordinatörlüğü görevlerinde bulundum. 30 Mart 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde hemşehrilerimin büyük teveccühüyle Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildim.
– Göreve geldiğiniz gün ile bugün arasında ne gibi farlılıklar var?
Bugünkü Erzurum ile eski Erzurum arasında çok büyük farlılıklar var. Bizimle birlikte kentimiz tabiri yerindeyse değişim ve dönüşümü adeta hücrelerinde yaşadı. Ekonomide, eğitimde, sağlıkta, tarımda, hayvancılıkta, sanayide, üretimde, kentsel dönüşümde, ulaşımda, çevrede, kültür ve sanatta, sporda bu mübarek şehri layık olduğu yere taşımak için var gücümüzle çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoruz.
Dokuyu koruyoruz
– ‘Korunan tarih dönüşen şehir’ sloganıyla Erzurum’daki kentsel dönüşümde şehir tarihini gün yüzüne çıkarttınız. Neler söyleyeceksiniz?
Erzurum Büyükşehir Belediyesi olarak şehrimizin sorunlarına çözüm bulmak, kentsel yerleşmeleri rahat ve yaşanabilecek yerleşim alanları haline getirmek ve hepsinden önemlisi tarihsel dokuyu koruma noktasında ilimizde ‘Korunan tarih dönüşen şehir’ sloganıyla 4 yılda konutlaşma seferberliği başlattık. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan şehrimizin kent kimliği ve kültür varlıklarını koruyarak, sürdürülebilir bir yaşam ortamını esas alan belediyemiz, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir kentsel dönüşüm ve kamulaştırmaya imza atmaya devam ediyor. Erzurum’un ekonomik hayatını göz önüne alarak hayata geçirilen konutlaşma seferberliğinde Şehristan, Kayı, Oba, Sancak, Mavi Şehir, Dadaşkent, Kavak ve Tortum Konutları projeleriyle halkımıza yeni yaşam alanları kazandırdık. Şehrimizin tarihi kaynak ve kimliğini koruma noktasında 4 yılda çalışmalarımızda hızlı bir ivme kat ettik. Kent tarihinin gün yüzüne çıkması amacıyla büyük bir titizlikle yürütülen Kültür Yolu Projemiz, medeniyetlere ev sahipliği yapan şehrimizin beton ve taşlar ardında kalan kültür mirasını ortaya çıkaracak en önemli projeler arasındadır. Kültür Yolu Projesi’nin birinci etabını tamamladık. 77 bin metrekarelik alanı kapsayan birinci etap çalışmaları kapsamında Tarihi Erzurum Kalesi’nin bütün ihtişamı gün yüzüne çıktı. Kültür Yolu Projesi kapsamında 22 parselde bulunan 17 tarihi Erzurum Evleri’nin restorasyonu da devam ediyor. Ulu Cami, Çifte Minareli Medrese ve Üç Kümbetler’in bulunduğu kültür koridorunda yer alan Erzurum Kalesi ve çevresini kapsayan proje kapsamında arkeolojik kazı da yapılıyor. Malumunuz geçmişi olmayan bir şehir hafızasını yitirmiş bir insana benzer. Bu nedenle eskiyi tahrip etmeden yeni ile bütünleştirerek tahrip olmayan kültür mirasımızı bizden sonraki nesillerle buluşturma adına ortaya koyduğumuz Kültür Yolu Projesi’nin birinci etabını tamamladık. Kültür mirasımıza ışık tutacak olan eserlerimizi koruma altına almayı hedefleyen projemizin ilk etabı 77 bin metrekarelik alanı kapsıyor. Burada ayrıca 22 parselde yer alan 17 adet tarihi Erzurum Evleri’nin 14’ünün restorasyonu da tamamlanmak üzere. Bu bölgede ayrıca DAP ile Erzurum Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü kale içinde, Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama ve Denetim Şube Müdürlüğü (KUDEB) ve Müze Müdürlüğü’nün denetiminde Erzurum Kalesi’nin dış kısmında arkeolojik bir kazı yapıyoruz. Tarihi bulgular kazı sonunda kamuoyuna aktarılacak.
Medeniyet kenti
Hatırlanacağı gibi Kültür ve tarih şehri Erzurum’da Kültür Yolu Projesi’nde Erzurum Kalesi ve çevresine uygulanan peyzaj çalışmasıyla ‘Kamusal Alan Kategorisinde’ yılın en başarılı peyzaj projesi ödülünü almıştık. Ulusal alanda böyle bir ödüle layık görülen projenin peyzaj çalışması da büyük bir özenle yürütülüyor. Proje kapsamında Çifte Minareli Medrese’de yer alan Selçuklu motiflerini peyzaj çalışmasına nakşederek şehrin tarihi dokusunu yeşille birleştirdik. Yeraltı Cam Müzesi’nin yer aldığı projede Orta Asya’dan günümüze kadar ulaşan Çintemani simgeleri de kullanıldı. Kaybolmaya yüz tutmuş kent tarihi ve dokusunu ortaya çıkartan bu proje tamamlandığında Erzurum tam anlamıyla bir medeniyet kenti hüviyetine kavuşacak.
– Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Biz göreve gelirken söylemlerimizde ‘Rüya Şehir Erzurum’ olgusuna dikkat çekmiştik. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Türk yurduna 1945 metre yüksekten bakan, kartal yuvası, vatanın çatısı’ diye tanımladığı Erzurum’u şair ve sanatçıların ilham aldığı, her alanda kalkınmış ve gelişmiş bir kente dönüştürmeye çalışıyoruz. Biz ‘Bu kentin rüyasını, hedeflerini ve hayallerini gerçeğe dönüştüreceğiz’ demiştik. Hamd olsun verdiğimiz sözleri tek tek yerine getirdik. Biz ‘Zirveye çıkmadan başarıya ulaştık’ demeyiz. Bu nedenle Anadolu’nun zirve şehrini, Anadolu’nun önsözü olan milli mücadele kentini, olimpiyat şehrini zirveye taşımak için ne gerekiyorsa yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz.
Olimpiyat kenti
– Gerçekleştirdiğiniz projelerle turizm rakamlarında patlama oldu. Bu konu hakkında ne söylemek istersiniz?
Palandöken Kayak Merkezi ve Konaklı Kayak Merkezi’nde yaptığımız çalışmalarla 2015’teki 26 bin olan yerli ve yabancı turist sayısını 407 bin 417’ye çıkardık. Tam 15 katı. Bütün bunları yaparken medeniyet tasavvuru ölçeğinde şehrimizin tarihi kaynak ve kimliğini koruma noktasında rasyonel adımlar attık. Medeniyetlere ev sahipliği yapan şehrimizin beton ve taşlar ardında kalan kültür mirasını ortaya çıkaracak en önemli projeler olimpiyat kentinde tek tek hayat buldu. Bugün gelinen noktada gelişen kentler, kültür kentleri, yeşil kentler ve paylaşan kentler gibi modern şehir akımları arasında yerini alan bir şehir hüviyetine kavuştuk.
‘Göçü tersine çevirdik’
– Göçü tersine çeviren bir Başkan olarak konuşuluyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ülkemizde 1950’li yıllarda başlayan hızlı şehirleşme süreci, metropol kentleşmeden farklı bir çizgide gelişmiştir. Bilinen bir mantıktaki şehirleşme olgusu kentte fiziki mekân birliği, farklı kültürdeki bireylerin karşılıklı ilişkilerini zorunlu kılar. Göçle başlayan nüfus hareketleri, birçok alanda toplumsal değişmeyi hızlandıran ve şekillendiren bir süreçtir. Dolayısıyla nüfus, şehirlerde kozmopolit ve farklılaşmış bir toplum yapısının oluşmasında en önemli belirleyicilerdendir. Bilindiği gibi kentleşme esas anlamıyla demografik bir ifade olsa da sosyal, kültürel ve ekonomik alanları da yakından ilgilendirmektedir. Dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizdeki bazı şehirlerde yoğun iç göç, hızlı kentleşme ve çevre, hava kirliliği, konut, uyum, doğal alanların kaybolması, ulaşım, trafik ve eğitim problemlerinden kaynaklandığı bilinmektedir. Göreve geldiğimiz gün binde eksi 22.3 olan göç verisini yaptığımız hamle yatırımlarıyla binde eksi 12.2 seviyesine çektik. Bu ne demek 2013’te göç alan göç veren 17 bin 215 kent ortalamasının 9 bin 383’e inmesi demek.